PEYGAMBER'LERIN HAYATI - 15

 

Hz. Musa ile Hz. Harun -1-

HZ. MUSA ile HZ. HARUN
Hz. Yakûb'un neslinden gelen kavme İsrailoğullan denilir. Bu kavim yaklaşık 10 asırdır Mısırda yaşamaktaydı. Nil sayesinde bolluk ve bereketler ülkesi olan Mısır'ı Firavunlar idare ediyordu. İsrailoğullarının sayısı her geçen gün dahada artıyordu.
Bu durum Mısın idare eden Firavunlan çok korkutuyordu.

 

Çünkü birgün Mısın Israiloğullarına kaptıracaklarından korkuyorlardı. Bu korku zalim Mısır Firavununu daha da acımasız hale getirmişti. Bu yüzden İsrailoğullarını rahat bırakmıyor onlara her türlü ızdırabı çektiyordu. Onlara türlü türlü eziyetler ediyor, ellerindeki malları mülkleri alıyordu.
Firavun birgün gördüğü rüyanın etkisiyle oldukça korkmuş ve kahinlerini falcılarını çağırtmışti.

 


Kahinler Firavunun rüyasını şöyle tabir etmişlerdi.
- Ey Firavun! Senin sonun yeni doğacak bir erkek İsrailoğlunun eli ile olacak.
Bunun üzerine, İsraillilerin çoğalmasından zaten endişe duyan Firavun şu emri verdi.
- Yeni doğan İsrailoğullarını öldürün!
Böylece Firavunun askerleri yeni doğan erkek çocuklannı öldürmeye başladılar.

 

Israiloğulları soyundan gelen İmran'ın bir oğlu oldu.
Ogluna Musa adını koydu. İmran hanım oğlu olduğu
için çok üzülüyordu. Oğlunu üç ay herkesden gizledi.
Fakat çok korkuyordu. Sonunda Yüce Allah anneye
şöyle buyurdu:
- "Bir sandık yap. Musa'yı içine koy ve Nil nehrine bırak."
Anne Allah'ın buyurduğu gibi yapmıştı. Nil nehri Musa'nın sandığını Firavun'un sarayına kadar götürdü.

 

Saraydakiler sandığı görünce çok şaşırdılar. Firavun sandığı getirmeleri için emir verdi. Sandığı açtıklarında Musa'yı gördüler. Firavun çocuğun öldürülmesini söyledi. Ancak Firavun'un hanımı Asiye Musa'yı yanına almak istedi. Firavun kabul etmişti. Ne varki
Asiye Musa'yı emziremiyordu. Birçok süt anne gelmesine karşın Hz. Musa hiçbirini emmiyordu. Musa'nın ablası sarayda çalışıyordu. Izin alarak annesini saraya getirdi.

 

Üç gün sonra nihayet Musa emmeye başladı. Hiç kimse Asiye'nin Hz. Musa'nın annesi olduğunu bilmiyordu. Yıllar böyle geçti. Artık Hz. Musa sarayda bir prens gibi büyüyordu.
Günlerden birgün Hz. Musa çarşıya çıkmıştı. Bir İsrailli ile bir Mısır'lının kavga ettiklerini gördü. Mısırlı sürekli vuruyordu. Musa onlan ayırmak istedi. O sırada Mısır'lıya vurmak zorunda kaldı.

 


Ancak vuruşu biraz sert olmuştu. Mısır'lı oracıkta ölmüştü. Bunun üzerine hızla oradan uzaklaştı. Saraya dönmüştü. Allah'a yalvardı ve tövbe etti. Üstelik öldürmek için vurmamıştı. Musa'yı gören olmamıştı. Ertesi gün Musa şehirde gezerken aynı israillinin yine kavga ettiğini gördü. İsrailoğulunu azarladı ve kavgayı ayırmak için araya girdi. Fakat İsrailoğlu korktu. Musa'nın kendini vuracağını zannetti ve şöyle dedi;

 

- Musa.. Musa.. Dün bir Mısırlı'yı öldürdün. Bugün de beni mi öldüreceksin?
Kimse birgün önce ölen adamı kimin öldürdüğünü bilmiyordu. Ama şimdi herkes haberdar olmuştu. Musa hemen oradan ayrıldı. Artık Musa'nın adam öldürdügünü herkes biliyordu. Bunun üzerine Mısır'ı terkedip yollara düştü. Mısırdan çok çok uzaklaşmış, Medyen'de bir kuyunun yanıbaşında oturuyordu.

 

Öte yandan orada bulunan diğer insanlarda hayvanlannı sulatıyorlardı. Birden birşey Musa'nın dikkatini çekti. Koyunlannı sulatmak isteyen iki kız, kuyu başına inmiyor, dolayısıyla koyunlarınıda sulatamıyorlardı. Bunun üzerine Musa şefkatle sordu.
- Neden koyunlannızı sulamıyorsunuz?
Kızlar cevap verdi

 

- Once halk sulayacak sonra da biz. Biz kadınız ve zayıfız. Babamız yaşı ilerlemiş bir ihtiyar oldugu için biz buradayız. Bunun üzerine Hz. Musa hemen harekete geçti. Ve kadınların koyunlannı suladı. Kızlar teşekkür edip oradan ayrıldılar. Şimdi Musa nereye gidecekti? Kuyunun başında biraz dinlenmek için oturdu.
Kızlar da eve gitmişler ve Hz. Musa'nın yardımını
babalanna anlatmışlardı.

 

İhtiyar baba, Hz. Musa'yı misafir etmesi için kızlardan birini Hz. Musa'nın yanına gönderdi. Az sonra Hz. Musa kız ile beraber eve geldi. İhtiyara başından
geçenleri anlattı. Bunun üzerine ihtiyar şöyle dedi;
- "Korkma, artık bundan sonra güvendesin. Ben de Allah'ın peygamberlerinden Şuayb'ım. Eger benim yanımda sekiz yıl çalışırsan kızlarımdan birini sana nikahlarım.


Musa kabul etti ve çalışmaya başladı ve bu sekiz seneyi doldurdu. Daha sonra zevcesi ile beraber yola koyuldu. Gece olmuş ve çöl bayağı soğumuştu. Isınmak için ateşe ihtiyaçlan vardı. İleride bir ateş gördüler. Musa hanımını orada tuttu ve ateşe doğru tek başına ilerledi. Oraya vardığında şöyle bir ses duydu;
- "Ey Musa, Ben senin Rabbinim. Hemen
ayakkabılannı çıkar, çünkü sen mukaddes vadi
Tuva'dasın"

 

Sonra Yüce Allah vahyetti;
- "Ben seni peygamberliğe seçtim. Şu sağ elindeki nedir ey Musa?"
- "O asamdır."
Yüce Allah buyurdu;
- "Onu yere bırak"
Musa'da öyle yaptı ve gördü ki asa yılan olmuştu.

Ällahü Teäla şaşkınlıktan donakalan Musa'ya yeniden buyurdu.
- "Onu tut! Korkma, biz onu yine eski haline çevireceğiz."
Sonra Yüce Allah şöyle buyurdu;
- "Ikinci bir mucize olarak elini koynuna koy, kusursuz olarak bembeyaz çıksın."


Daha sonra Allahü Tealä Musa'yı Firavun'a gonderdi.
Firavun ile konuşmasını istedi
Bunun üzerine Hz. Musa;
- "Ey Rabbim, lisanımın açılmamasından korkuyorum; Onun için kardeşim Harun'a da peygamberlik ver."
Onunla sırtımı kuvvetlendir.".

 

 Geri  | ANA SAYFA |  Ileri 


ANASAYFA - PAGE PRINCIPALE
Allah rızası için yapılmıştır, İsteyen İstediği şekilde Kopya Yapabilir 1999-2004  &  Site Libre de Droit créé par:
Webmaster : muhammet@fr.st
Güncelleme/Mise à jour:
 France