Allahü Tealä, Harun'a da peygamberlik
vermişti. Hz. Musa ile Hz. Harun, Yüce Allah'a,
Firavun'un kötülük edebileceğini bu yüzden
endişeleri olduklarını söylediler. Ancak Yüce
Allah onlara: "Aklınıza gelenlerin bışınıza gelmesinden
korkmayın. Çünkü ben sizinle beraberim.
'Herşeyi işitiyor ve görüyorum. Onun
zulmünden sizi koruyacağım. Hz. Musa ile Hz.
Harun, Rab'lerinin emrine uyup, Mısır'a Firavun'a gittiler.
Firavun yıllar sonra Hz. Musa'yı kardeşi ile birlikte
karşısında görünce çok şaşırdı. Üstelik
Hz. Musa'nın kendini Hak yola davet etmesine de çok
kızmıştı.
Onu nankörlükle suçladıktan sonra.
Işlediği cinayeti hatırlatıp, Hz. Musa'yı suçladı.
Ancak Hz. Musa masum olduğunu olayın bir kazadan ibaret
olduğunu söyledi. Ancak Fıravun, Hz. Musa'nın
başına kakmaya devam edip onu yediği ekmeğe nankörlük
etmekle suçlayıp zor duruma sokmak istiyordu.
Ne varki Hz. musa'nın verdiği cevaplarla köşeye
sıkışan Firavun onu delüikle suçlarnaya
başladı.
Peki seni Peygamber seçen Rabbin kimdır?
- Benim Rabbim bütün kainatı yaratan, insanları
ve canhları besleyip büyüten, eşi ve benzeri
olmayan, alemlerin yegane hakimi olandır. Firavun
iyice öfkelenmişti. Peki bir delilin var mı?
Bu söylediklerinin doğru olduğuna nasıl inanalım.
Bunun üzerine Hz. Musa, asasını yere attı.
Asa birden yılana dönmüştü. Elini
cebinden çıkarınca eli bembeyaz olmuş. Müthiş
bir ışık saçmaya başlamıştı. Ancak Firavun
ve yanındakiler bunu sihre yordular. Hz. Musa'nın mucizelerini
boşa çıkarmak onun davasını hiçe indirmek
için ülkenin dört bir tarafından sihirbazlannı
davet etti. Sihirbazların Hz. Musa ile karşılaşacaklan
gün gelip çattı. Büyük bir kalabahk
meydanı doldurmuştu.
Önce kimin hünerini göstereceği konusunda
münakaşalar oldu. Ancak Hz. musa önce sihirbazların
hünerlerini göstermelerini istedi. Sihirbazlar
ellerindeki ipler ve bastonlan yere bırakıverdiler.
Meydan büyüklü küçüklü
yılanlarla doluvermişti. Hz. Musa ve halka, bu yılanlar
hareket ediyormuş gibi gösterilmişti. Firavun sevinçten
dört köşe olmuştu. Çünkü
sihirbazlannın galip geleceğinden oldukça emindi.
Hz. Musa bütün bunların sihir olduğunu
biliyordu. Bu nedenle hiç endişelenmedi. Elindeki
asayı yere bıraktı. Asa ejderi andıran bir yılana dönmüştü
ve kısa sürmediki hepsini yutmaya başladı. Bunun
üzerine, gerçeği gören bütün
sihirbazlar iman ettiler. Bu duruma oldukça sinirlenen
Firavun bütün bu olanların bir komplo oldugunu,
bu müsabakanın planlı olduğunu iddia etmeye başlamıştı.
Sihirbazlara Hz. Musa'ya iman etmemeleri için
uyanda bulundu.
Ancak sihirbazlar imanlarından vazgeçmeyince
onlan zindana attırdı. İsrailoğulları'da topluca
iman etmişlerdi. Bunun üzerine paniğe kapılan Firavun,
Israilogulları'na baskı ve zulmü arttırdı. İsrailoğulları
çektikleri eziyet karşısında adeta Hz. Musa'ya
isyan edercesine itaat ediyorlardı. - Neler oluyor
ey Musa. Sen peygamber olmadanda eziyet çekiyorduk.
Şimdide işkence görüyoruz. Değişen ne oldu
ki?
Bu durum karşısında Hz.'Musa onlara sabırlı olmalarını
beklemelerini tavsiye ediyordu. Firavun'un yakınlarından
da bazı kimseler Hz. Musa'ya iman etmişti. Bunlardan
biriside Firavunun zevcesi Asiye idi. Firavun bu durumdan
haberdar olunca ona da çeşitli işkenceler yaptı.
Sonunda imanından asla vazgeçmeyen Asiye'yi öldürdü.
Yüce Allah işkencelerini arttıran Firavuna ders
olsun diye felaketler göndermeye başladı. Önce
Nil nehri taştı ve her yer sellere boğuldu. Daha sonra
ülkeyi çekirgeler sürüsü
kapladı, peşinden korkunç bir kıtlık başladı.
Bunun üzerine Firavun; "Eger bu belalar ortadan
kalkarsa iman edecegini" bildirdi. Bunun üzerine
Yüce Allah Hz. Musa'nın dualannı kabul etti.
Önce çekirgeler yok oldu. Mahsuller çoğaldı
ve bolluk bereket yeniden geldi. Ama Firavun ve adamlan
yine de iman etmediler. Üstelik iman edenlere baskı
ve zulmü arttırdılar. Yüce Allah, tekrar
felaketler göndermeye başladı. Kurbağalar, bitler,
Firavunu köşeye sıkıştırmış. Çaresiz bırakmıştı.
Her seferinde iman edeceğini bildiren Firavun, bu
felaketler ortadan kalktıktan sonra yine iman etmemişti.
Hz. Musa'ya Mısır'dan çıkması için ilahi
emir gelmişti. Kavmi İsrailoğullan ile birlikte filistine
doğru gece gizli olarak yola çıktılar. Bu durumdan
haberdar olan Firavun derhal askerlerini toplayarak
onları takibe başladı. Kısa sürmediki İsrailoğullarına
yetiştiler.
Firavun'un dev gibi bir ordu ile geldiğini gören,
İsrailoğulları çok korkmuşlardı. Ancak Hz. Musa
onlan sakinleştirdi. - Ey İsrailoğulları korkmayınız.
Yüce Allah sizi yıllar boyu süren işkencelerden
nasıl kurtardı ise şimdi yine kurtaracaktır. Yüce
Allah'ın buyurmasıyla. Hz. Musa, asasını Kızıldeniz'e
vurdu.
Asa denize değer değmez, denizin suları çekilmeye
başladı. Ortadan yarılan su İsrailoğullarının geçmesi
için müsait bir yol açmıştı. Bu mucize
karşısında şaşıran ve o derece sevinen Israiloğulları
bu yoldan geçerek karşı kıyıya geçtiler.
Bu sırada onlara yetişen Firavun, hırsla onların gittiği
yoldan peşlerine takılmıştı. Ancak tam denizin ortasına
gelmişlerdiki birden sular çözülüverdi.
Suların iki ucu bir birine ulaşınca, Firavun ve adamları
suların altında kaldılar.
Olecegini anlayan Firavun, son anda imana gelmişti.
Ancak Yüce Allah, onun imanını kabul etmedi. Böylece
Firavun ve ordusu. Sulara kapılarak helak oldular.
İsrailoğuIIan böyle bir belayı Yüce Allah'ın
sayesinde atlattıklan halde yine de Hz. Musa'yı hep
üzmüşlerdir. Hz. Musa bu nankör kavim
için yıllarca ugraşmıştır. Eriha şehrini kuşatırkende,
hakkın rahmetine kavuşmuştur. |