PEYGAMBER'LERIN HAYATI - 07

 

Hz. Ibrahim (2)

Hz. İbrahim'in hapise atılmasından, Nemrud'da haberdar olmuştu. İlahlara, yıldızlara tapmayan bu genci merak etmişti. Onu huzuruna aldı. Hz. İbrahim'i küçümsedikten sonra, hırıltılı bir sesle homurdandı.
- "Söyle bakalım delikanlı. Senin Rabbin kimdir. Ne iş yapar?" diye sordu.
Hz. İbrahim gayet sakin bir şekilde Nemrud'u cevapladı.
- Benim Rabbim o zattır ki, hem hayat verir, hemde alır. Diriltmekte, öldürmekte onun elindedir.
Kibirli Nemrud, rnağrur Nemrud sarayın her tarafından duyulacak bir kahkaha patlattı.

 

- Bu da işmi yani. Ben de öldürür ve diriltirim. Şimdi   
neler yapabileceğimi gör bakalım.       
Muhafızlarına emir veren Nemrud karşısına getirilen zavallı, fakir sahipsiz birinin hemen öldürülmesini istedi. Muhafızlar zavaliıcığı hemen oracıkta katletti. Herkes korku dolu gözlerle olanları seyrediyordu. Az sonra da huzura getirilen, diğer bir zavallıya da çil çil altınlar, mal ve mülk vererek salıverdi. Sonra da Hz. Ibrahim'e doğru dönerek ilahlık tasladı.
- Gördünmü işte herkesde şahit oldu. Bak bende birini öldürdüm. Bir diğerini ise dirilttim.


Hz. İbrahim Nemrud'a acıyan gözlerle bakmıştı. Nemrud öldürmek ve diriltmekten ne demek istediğini anlamamıştı. Ya da anlamak istemiyordu. Ona haddini bildirmek lâzımdı. Hz. İbrahim'de öyle yapacaktı. Deminden beri kendisini küçümseyen, Nemrud'a iman dolu bir bakış fırlattı. Nemrud bir an sarsıldı. Aslında Hz. İbrahim'in birazdan söyleyecekleri ile daha da sarsılacaktı.
- Ey Nemrud benim Rabbim güneşi dogudan dogdurur. Eger ilahlık davanda ısrar ediyorsan sende güneşi batıdan doğdur da görelim.

Hz. İbrahim'den böyle zekice bir teklif beklemeyen Nemrud şaşkınlıktan, önce neredeyse küçük dilini yutmuş sonrada öfkesinden kudurmuştu. Herkesin içinde küçük düşmüştü. Meraklı gözlerle, kendisini izleyen bu kadar adamı karşısında verecek cevap bulamıyordu. Çaresiz insanların, sıkıştıkları zaman yapabileceği tek şeyi yaptı. Öfke içinde bağırıp duruyordu. Kimse korkudan başını kaldıramıyordu.
- Çabuk şu densizi zindana atın. İlahlanmıza karşı gelmenin cezasını ona ödetecegim. Bu yaptıkları yanına kâr kalmayacak.


Nemrud'un öfkesi dinmiyordu. O kadar insanın gözü önünde küçük düşmeyi onuruna yediremiyordu. Akıl hocaları, dalkavukları onu rahatlatmak istediler.
- Efendim ona gerekli cezayı verirsiniz olur biter. Yeter ki siz üzülmeyin.
- Onu ateşe atmalısınız. Böylece cezasını çekmiş olur. Bu fikir, Nemrud'un hoşuna gitmişti. Adamlarına hemen yakacak odun toplamalarını emretti. Hz. İbrahim'in ateşe atılarak cezalandırılacağını herkes duymuştu. Günlerce odun toplandı. Dağ gibi bir odun yığını meydana getirildi. Nihayet odunlar tutuşturuldu. Ateşin şiddetlendiği an yer gök aleve boyandı.


Sıcaklığı çok uzaklardan bile hissedilmekteydi. Karşı tepeye kurulu olan mancınığa, konularak ateşe atılacak olan Hz. İbrahim mancınığa dogru götürülüyordu. Bu dehşet verici olayı seyredebilmek için Babil'de kimse kalmamıştı. Herkes olay yerine toplanmış, korku ve merak içinde bekleşiyordu.
Hz. İbrahim mancınığa yerleştirildi. Muhafızlar onu ateşe atmak için Nemrud'un emrini bekliyordu. Dağ, taş bütün canlılar, tüm melekler Allah'a yalvarıyor, Hz. İbrahim'in kurtulması için niyazda bulunuyordu.
- Ey Rabbimiz bu kavim içinde; seni bilen tanıyan sana ibadet eden, sadece Hz. İbrahim var.
Oysa onu ateşe atıyorlar. izin verinde şu kavmi yerle bir edip Hz. İbrahim'i kurtaralım, diye yalvarıyorlardı. Yüce Allah ise onlara;
- "Onun durumunu ben daha iyi bilirim. O eğer sizden yardım isterse edin, Eğer yalnız bana güvenip dayanır, benden yardım dilerse ona benim yardımım kâfidir" karşılığını vermişti.
Nemrud'un emriyle mancınık fırlatıldı. Hiç bir telaş ve korku belirtisi göstermeyen Hz. İbrahim ateşin ortasına doğru uçuyordu. Ateşe dogru yol alırken, "Allahın yardımı bana kâfidir. O ne güzel vekildir. Ben ona dayanıp güveniyorum" demişti.


Yüce Allah, canı gönülden, tam bir teslimiyet içinde kendisine dayanıp güvenen hiç bir kulunu yalnız bırakmazdı. Hele hele bir peygamberini asla. Yüce Allah'ın emri Hz. İbrahim'in imdadına yetişti.
- Ey ateş, İbrahim için serin ve zararsız ol. İlahi emir üzerine ateş Hz. İbrahim'i yakmadı. Ateşin ortasında güllük gülüstanlık serin bir bölge oluşmuştu. Hz. İbrahim burada hiç bir zahmet ve sıkıntı çekmedi. Bu sırada Hz. İbrahim'in ateşe atıldığı anda, Nemrud lehine müthiş bir tezahürat gösteren Babil halkı, bu olaya alkış tutuyordu.

 

- Gördünüz mü İbrahim bizi ateşle korkutuyordu. şimdi kendisi ateşe girdi.
Hz. İbrahim'in dev ateş kümesinin ortasına düşüşünü
bir müddet iştahla seyreden, Nemrud ve Babil halkı
onuh yanıp kül olduğuna kanaat getirince yavaş yavaş
dağılmaya başladı. Tam 7 gün yanıp durdu koca odun
kütlesi. Bu 7 gün boyunca, heryerde bayramlar
kutlanıyor, herkes yiyip içip eğleniyordu. Son gün
alevler azalıpta sönmeye yüz tuttuğunda herkes
dehşete düşmüştü. Hiç kimse gözlerine inanamıyordu.
Hz. İbrahim alevlerin tam ortasında ibadet ediyor.   
Allaha yakarıyordu.     

 

Nemrud şaşkınlıktan ne yaptığını bilmez bir vaziyette dolanıp duruyor, halk ise korku ve dehşet içinde Hz. İbrahim'i seyrediyordu. Hz. İbrahim'in ateşte yanmaması, ateşin ona tesir etmemesi onun davasının haklılığını apaçık sergiliyordu. Ancak müşriklerin hiç biri bunu kabul etmek istemiyordu. Gördükleri bu gerçeğin arkasında başka başka manalar aramaya başladılar.
- Ateş O'nu yakmıyor.
- Evet evet ateş ona tesir etmiyor. Bu adam şeytan olmalı. Cünkü şeytan da ateşten yaratılmıştır.
Hz. İbrahim'e cok az kimse inanmıstı.


Bunlardan biri kardeşinin oğlu Lut, amcası kızı Sare ve daha bir kaç kişiden ibaretti. Sare daha sonra Hz. İbrahim ile evlenip eşi olacaktı.
Hz. İbrahim'e artık kimse korkudan ilişemiyordu. Bir müddet daha halkı Hakka davet etmekle meşgul oldu. Ancak ümidini kestikten sonra, ilahi emir gereği Hicret'e hazırlandı. Gitmeden öncede Babil halkına son ikazını yaptı.
- Ey kavmim gördügünüz apaçık delillere ragmen beni
hep yalanladınız.
Artık aramızda hiç bir sevgi, dostluk ve akrabalık bağı
kalmadı.

 


Aramızdaki ebedi düşmanhk, siz iman edinceye kadar devam edecektir.
Hz. İbrahim milletine son uyarıyı yaptıktan sonra Babil'den hicret etti.
- Ey milletim. Ben Rabbimin bana emrettiği bir beldeye gidiyorum. Umarım ki Yüce Allah beni dini ve dünyevi isteklerimi gerçekleştireceğim bir memlekete ulaştınr.
Hz. İbrahim müminleri de yanına alarak Şam taraflarına doğru yola koyulduktan sonra, Cenab-ı Allah'ın gönderdiği sivrisinek sürüleri Babil'i perişan etti. Halkın çoğu sivrisinekler tarafından öldürüldü.

 

 

Geride kalanlar da rahatları bozulduğu için babil'i terketmek zorunda kaldılar.
Sivrisineklerden biri de Nemrud'a musallat olmuştu.
Malı, mülkü ile gururlanan Nemrud ufacık bir
sivrisineğe teslim olmuştu. Her nereye kaçarsa kaçsın
ondan kurtulamıyordu. Koca Nemrud aciz durumlara
düşmüş. Kibrinden ve gururundan eser kalmamıştı.
Muhafızların sineği öldürme çabâları sonuçsuz kalıyor,
bu yüzden de korku içinde yaşıyordu. Nihayet
sivrisinek Nemrud'un bir gaflet anından faydalanarak
burnundan içeri girmiş ve beynine yerleşmişti.
Nemrud büyük acılar çekiyor, acısını dindirmek için
kafasını taşlara duvarlara vuruyordu.   

 

Ancak yine de acısı dinmiyordu. Sivrisinek tarafından beyni kemirilen Nemrud, acılar içinde yavaş yavaş öldü. Böylece tüm yaptıklarının cezasını feci şekilde ödemiş oldu.
Harran'a yerleşen Hz. İbrahim burada bir müddet kaldıktan sonra, Mısır'a gitmiştir. Zamanın firavunu Sare'nin güzelliğinden haberdar olmuştu. Emri gereği Sare huzura çıkarılmıştı. Firavun Sare'ye her ilişmek istediğinde nefesi kesilip ölecekmiş gibi oldu. Bu yüzden korkuya kapılan Firavun Sare'yi serbest bırakıp cariyelerinden Hacer'i de ona armağan, etmişti. Bundan sonra hep birlikte yaşadılar.


Hz. İbrahim'in eşi Sare'nin çocuğu olmayınca Sare Hz. İbrahim'in Hacer'le evlenmesini istedi. Hacer Hz. İsmail'i dünyaya getirdikten sonra, Hz. İbrahim zevcesi Hacer ile oğlu İsmail'i Mekke'ye götürmüştür. Sonraki yıllarda ilk eşi Sare hatun Hz. İshak'ı doğurmuştur.
Hz. Sare 127 yaşında iken vefat etmiştir. Peşi sıra Hz. İbrahim'de 200 yaşında iken ruhunu Allahü teâlâya teslim etmiştir. Hz. İbrahim'in kabri Kudüs yakınlarında Habrun kasabasında bir mağaradadır.

 

 

 Geri  | ANA SAYFA |  Ileri 


ANASAYFA - PAGE PRINCIPALE
Allah rızası için yapılmıştır, İsteyen İstediği şekilde Kopya Yapabilir 1999-2004  &  Site Libre de Droit créé par:
Webmaster : muhammet@fr.st
Güncelleme/Mise à jour:
 France